AYIN BÜYÜLEYİCİ PARILTISI
AY TAŞI
Antik çağda Ay Taşı, kehanet araçlarından biriydi ve tanrıçaların taşı olarak kabul edildi, günümüzde bile Hindistan’daki en popüler ve kutsal taştır. Hint ve Roma uygarlıkları bu taşın yüzeyindeki beyaz/gümüş ve mavi renkli ışık parıltılarının Ay ile bağlantısı olduğuna derinden inanıyordu. Gemolojide taşların yüzeyindeki bu mavi parlaklık fenomenleri “Adularesans” olarak adlandırılır. Labradorit taşı ile benzer özelliklere sahiptir.
Ay taşı, yeryüzünde bulunan minerallerin yarısından fazlasını oluşturan ve önemli gruplardan biri olan Feldspat mineral ailesinin bir parçasıdır. 1801 yılında Jean-Claude Delamétherie tarafından keşfedilmiştir.
Sri Lanka’nın büyülü dağ teraslarından, Madagaskar’ın tuhaf kıyılarına, Norveç’in Aurora topraklarından, Avustralya’nın uçsuz bucaksız bölgelerine kadar dünyanın bir çok uzak köşesinden elde edilebilmektedir.
Aurayı istenmeyen enerjilerden koruyan ve meditasyon çalışmalarında da kullanılan bir koruma taşıdır. Aynı zamanda içsel büyüme ve güç taşıdır. Duygusal dengesizliği ve stresi yatıştırır, sakinlik sağlar. Sezgiyi geliştirir, ilhamı, başarıyı ve aşk konularında iyi şansı teşvik eder.
Asil olmasının yanı sıra, negatif enerji barındırmayan bu taş, doğal olarak iyilik için hareket eder. Duyguları uyumlu hale getirmesi özelliğiyle, uzlaşmayı kolaylaştırarak doğrudan zihinsel ve astral beden üzerinde çalışır. Aynı zamanda adalet ruhu içinde, zor olabilecek kararları almanıza yardımcı olur.
Spiritüel olarak Ay Taşı, yıldızlı gecelerin altında aydınlanır ve rüya görürken ay vizyonları sunar. Bu nedenle Üçüncü Göz çakranıza koyacağınız bir parça sizi kozmosa bağlayarak, psişik seyahat etmenizi sağlayacaktır.